ASCO 2025 Sonrası Böbrek Kanseri Tedavisinde Neler Değişti?

Bağışıklık, Hedefe Yönelik ve Hücresel Tedavilerle Yeni Umutlar

Her yıl Chicago’da düzenlenen ve yaklaşık 40 bin sağlık profesyonelinin katıldığı bu büyük kongre, kanser tedavisindeki en güncel bilimsel gelişmelerin paylaşıldığı en önemli buluşmalardan biridir.

Böbrek kanseri tedavisi hızla değişiyor. Önceleri sadece ameliyat ya da klasik ilaçlarla kontrol edilmeye çalışılan bu hastalıkta artık bağışıklık sistemini güçlendiren immünoterapiler, hedefe yönelik tedaviler ve hatta hücresel tedaviler gündemde.

ASCO 2025 (Amerikan Klinik Onkoloji Derneği) Kongresi, böbrek kanseri alanında çok önemli gelişmelere sahne oldu. Bu yazıda, o çalışmaları hem anlaşılır hem bilimsel bir dille özetliyor, hastalar için ne anlama geldiklerini paylaşıyoruz.

CheckMate-214: Uzun Süreli İmmünoterapi Faydası Kanıtlandı

CheckMate-214 çalışması, ileri evre böbrek kanseri tedavisinde çığır açan bir araştırma. Bu çalışmada iki grup karşılaştırıldı:

  • Biri: Nivolumab + ipilimumab (iki immünoterapi ilacı)
  • Diğeri: Sunitinib (eski nesil bir hedefe yönelik tedavi)

9 yıldan uzun takip süresinin sonunda şu sonuçlara ulaşıldı:

  • İmmünoterapi alan hastalarda ölüm riski %29 daha düşüktü.
  • Yüksek riskli hastalarda bu fark %31’e kadar çıktı.
  • Tedaviye yanıt veren hastalarda kontrol süresi ortalama 6 yılın üzerindeydi (sunitinib grubunda bu süre 2 yıl bile değildi).
  • Yanıt oranı yaklaşık %40 olarak bulundu.

Bu ne demek?
İmmünoterapiler, sadece etkili değil; aynı zamanda uzun vadeli fayda sağlayabiliyor. Hastalığı yıllarca kontrol altında tutmak artık mümkün.

KEYNOTE-564: Ameliyat Sonrası Tekrarı Önlemek Mümkün mü?

Cerrahiyle tümörü alınmış ama hastalığın tekrar etme riski yüksek olan hastalar için yapılan KEYNOTE-564 çalışması, bağışıklık sistemi ilacı pembrolizumab’ın etkisini değerlendirdi.

Bir grup hastaya ameliyattan sonra 1 yıl boyunca bu ilaç verildi, diğer grup ise sadece takip edildi.

5 yılın sonunda:

  • Pembrolizumab alan hastaların %60’ında hastalık geri dönmedi. (Takip grubunda bu oran %48)
  • Tedavi alan hastaların %86’sı hayattaydı.

Ancak:

  • Bağışıklık sistemiyle ilgili yan etkiler (tiroit sorunları, cilt döküntüleri, bağırsak iltihabı gibi) görülebiliyor.
  • Bazı hastalar yan etkiler nedeniyle tedaviyi erken bırakmak zorunda kalabiliyor.

Sonuç:
Pembrolizumab, ameliyat sonrası tekrarı önlemek için güçlü bir seçenek olabilir. Ama herkes için uygun olmayabilir. Karar, hastanın risk düzeyi, genel durumu ve tercihleri göz önüne alınarak verilmelidir.

PDIGREE: Daha Az Tedaviyle Aynı Etki Mümkün mü?

Her hastaya aynı tedaviyi uygulamak yerine, tedaviye nasıl yanıt verdiğine göre kişiselleştirilmiş bir yaklaşım mümkün mü?

PDIGREE çalışması tam da bunu araştırdı:

  • Tüm hastalar önce nivolumab + ipilimumab ile tedavi edildi.
  • Eğer iyi yanıt verdilerse, tedavi durduruldu ve takip edildi.
  • Yetersiz yanıt alanlara ise cabozantinib eklendi.

Sonuçlar şunu gösterdi:

  • Erken yanıt alınan hastalarda tedaviyi kısa kesmek genelde güvenliydi.
  • Yeterli yanıt alınamayan hastalarda tedaviyi güçlendirmek fayda sağladı.

Özetle:
Bazı hastalar daha az tedaviyle uzun süreli fayda görebilir. Bu, hem yaşam kalitesi hem yan etki yönetimi açısından önemli bir kazanç olabilir.

STELLAR-002: Yeni Nesil Hedefe Yönelik İlaç Sahada

Bu çalışmada yeni bir hedefe yönelik ilaç olan zanzalintinib, iki farklı şekilde kullanıldı:

  • Zanzalintinib + nivolumab
  • Zanzalintinib + nivolumab + relatlimab

Sonuçlar:

  • Zanzalintinib + nivolumab kombinasyonunda %63 oranında tümör küçülmesi görüldü.
  • %90 hastada klinik fayda (tümörün küçülmesi veya stabil kalması) sağlandı.
  • En sık görülen yan etkiler: yüksek tansiyon, ishal, karaciğer testlerinde bozulma.
  • Relatlimab eklenmesinin ek katkısı olmadı.

Hastalar için anlamı:
Zanzalintinib, özellikle bağışıklık tedavileriyle birlikte, umut verici yeni bir seçenektir.

ARC-20: Yeni Bir Hedef, Yeni Bir Kombinasyon

Bazı böbrek kanserleri, düşük oksijen ortamında hayatta kalmak için HIF-2α adlı bir proteini kullanır. Bu yolu hedefleyen casdatifan adlı ilaç, cabozantinib ile birlikte denendi.

Sonuçlar:

  • %46 oranında tümör küçülmesi
  • %96 klinik fayda
  • En sık yan etki kansızlık idi.
  • Hayatı tehdit eden yan etki izlenmedi.

Ne anlama geliyor?
Casdatifan, dirençli böbrek kanseri vakalarında bile etkili olabilir.

LITESPARK-004: Kalıtsal Kanserde Belzutifan’ın Gücü

Von Hippel-Lindau (VHL) sendromu olan hastalarda birden fazla tümör gelişebilir. Bu hastalarda belzutifan adlı ilaç 5 yıllık takip süresince değerlendirildi.

Bulgular:

  • RCC’de %70 yanıt, %93 tümör küçülmesi sağlandı.
  • Yanıt süresi ortalama 5 yılın üzerindeydi.
  • Ayrıca beyin, pankreas gibi diğer tümörlerde de etkili oldu.
  • Yan etkiler arasında yorgunluk, baş dönmesi, bulantı ve kansızlık vardı.

Geleceğe bakış:
Belzutifan, sadece genetik hastalıklarda değil, ileride tüm böbrek kanseri hastalarında kullanılabilecek bir tedavi olabilir.

TRAVERSE: Böbrek Kanserinde Hücresel Tedaviye İlk Adım

CAR-T hücre tedavisi, bağışıklık hücrelerinin laboratuvarda eğitilip tekrar hastaya verilmesiyle yapılan bir tedavi türüdür. Kan kanserlerinde başarıyla kullanılıyor. TRAVERSE çalışması, bu yöntemi böbrek kanserine taşıyan ilk adımlardan biri.

ALLO-316 adlı CAR-T hücresi, CD70 pozitif hastalarda denendi:

  • Tek doz verildi.
  • Bazı hastalarda kalıcı yanıtlar görüldü.
  • Yan etkiler yönetilebilir düzeydeydi.

Sonuç:
Böbrek kanserinde hücresel tedavi henüz yolun başında ama umut verici.

Genel Değerlendirme: Daha Uzun Yaşam, Daha Kişisel Yaklaşım, Daha Fazla Umut

ASCO 2025 sonrası böbrek kanseri tedavisi şu üç temel mesajı veriyor:

  1. İmmünoterapilerle artık uzun yıllar yaşamak mümkün.
  2. Tedavi kişiye özel planlanmalı. Herkese aynı değil, ihtiyaca göre farklı tedaviler uygulanmalı.
  3. Yeni teknolojiler (HIF-2α hedefleme, CAR-T gibi) devreye giriyor.

Ancak bu gelişmelerin herkes için anlamlı olabilmesi için bir şart daha var:
Tedaviye adil erişim.
İlaçlar, sadece güçlü merkezlerde değil, her hastanın ulaşabileceği yerlerde olmalı.

Bilim yolumuzu açıyor. Ama o yolda yürümek, adaletle mümkün.

Bu Yazıyı Paylaşabilirsiniz...

X
LinkedIn
Facebook